Türklerin Rumeli’ye ilk geçişlerinin 670. yıl dönümü kutlandı
ÇANAKKALEÇanakkale’nin Lapseki ilçesine bağlı Çardak beldesinde Türklerin Anadolu’dan Rumeli’ye geçişi ve Gelibolu ilçesinin fethinin 670. yıl dönümü düzenlenen törenle kutlandı.
Lapseki ilçesine bağlı Çardak beldesinde Türklerin Anadolu’dan Rumeli’ye geçişi ve Gelibolu ilçesinin fethinin 670. yıl dönümü düzenlenen törenle kutlandı. Törenlere Gelibolu Kaymakamı Bekir Abacı, Lapseki Kaymakamı Emre Öztürk, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Gelibolu Belediye Başkanı Dr. Ali Kamil Soyuak ve vatandaşlar katıldı.
Gazi Yakup Bey Camii bahçesinde bulunan Gazi Yakup Bey Türbesi’ne buket sunumu yapılarak, dua edildi. Daha sonra programa katılanlar mehteran eşliğinde Çanakkale Boğazı kenarında bulunan Çamlık alanına yürüdü. Çamlık alanındaki programda öğrenciler şiir okudu, halk oyunları gösterisi sunuldu.
Günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yapan Çardak Belediye Başkanı Metin Semerci, "Türk ve Osmanlı tarihi içerisinde çok önemli bir hadiseye şahit olmanın haklı gururunu bizlere yaşatmaktadır. 670 yıl öncesine dayanan bu hadise ise şöyle gerçekleşmiştir. Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Bey’in oğlu olan Orhan Gazi, o günkü adıyla Rumeli olarak anılan Trakya topraklarını fethetmek için, bu görevi kendi oğlu olan Gazi Süleyman Paşa’ya verir. O dönemin gözü pek ve savaşçı komutanı olan Süleyman Paşa, 80 kişilik bir kuvvet oluşturarak yola çıkar. Yaya olarak 4 günde Bursa’dan şu an bulunduğumuz mevkiye ulaşır. Alem Sultan otağını kurarak Çardak beldemize yerleşmiş olur. Gözlerini karşı kıyıda uzanan Bizans topraklarından ayırmayan Süleyman Paşa, askerlerine birkaç gün dinlendikten sonra hazırlık yapmaları emrini verir. Askerler de ilk önce bir mescit oluşturup, su kuyusu açarak hazırlık yapmaya başlarlar. Bu çalışmalar neticesinde Gelibolu’ya sal yaparak geçmeyi planlayan yiğitler bugün Salbaş diye adlandırılan mevki o zamanlar gür ormanlarla kaplı bir arazidir. Osmanlılar büyük bir gizlilik içinde burada sal yapımına girişirler. Sevindik ismindeki bir neferin, salların altına öküz işkembelerinden tulum yaparak koyma fikri ile bu konuda başarılı olan askerlerimiz Çardak kıyılarından 2 büyük salla karşıya geçmeyi başarırlar. Karşıya geçtiklerinde Gelibolu kayalıklarına çıkan bu yiğitler, burada şükür namazı kılarlar. Gazi Süleyman Paşa az ileride bulunan Bizans yönetimindeki Çimpe Kalesine girmek için yanındaki beylerle fikir yürütürken, avlanmak için bölgede dolaşan bir grup askerimiz de, o bölgede bulunan bir köylüyü yakalayıp Gazi Süleyman Paşa’nın huzuruna getirirler. Köylünün perişan halini görüp üzülen Paşa, bu köylüye elbise ve altın verir. Bu durumdan etkilenen köylü askerlerimize yardım ederek, onları gizli bir geçitten Çimpe Kalesine sokar. O dönemdeki Bizans yönetiminden şikayetçi olan kale halkı Gazi Süleyman Paşa’ya itaat eder ve böylece Rumeli’nin fethi gerçekleşmiş olur. Tarihimizin dönüm noktalarından biri olarak kabul edilen bu olaydan yıllar sonra İstanbul’u fetheden Osmanlı Devleti 3 kıtada hüküm sürmeye başlar. Her gittiği yere adaleti, barışı ve huzuru da götüren Osmanlı Devleti’nin sınırları Viyana kapılarına kadar dayanır. Mazisi şan ve şerefli dolu olan imparatorluk bu güce sahip olmak için ilk adımı Çardak beldemizden atarak 1354 yılından günümüze kadar, 670 yıllık gururu da bizlere miras bırakmıştır. Çanakkale Boğazı’nın güvenliği için Çardak beldemizde ordu bulundurmak isteyen Fatih Sultan Mehmet Han İstanbul’un fethi ile birlikte Gazi Yakup Beyi de bu topraklara Boğaz Komutanı olarak atamıştır. Bu değerli devlet adamı da Çardak beldemize 1 cami, 7 su kuyusu, 1 hamam, 1 medrese ve 1 yolcu hanı kazandırmış, Çamköy, Hasköy ve Kalfatız köylerinde yaşayan halkı, Çardak’ta altyapısını kurduğu iskana zorunlu kılarak Çardak’ı merkezi yerleşim birimi haline getirmiştir" dedi.
Törenlerin Çardak bölümü mehteran programıyla sona erdi.
İlginizi Çekebilir