Tekirdağ
08 Ekim, 2024, Salı
  • DOLAR
    34.06
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2730.4
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57646.840$

Bağlanma Şeklimiz

28 Mayıs 2024, Salı 20:32

Ben kaygılı bağlanma tipine sahibim”, “ben güvensiz bağlanma tipine sahibim” ….

Bu cümleleri belki kurdunuz belki de başkalarını bu cümleleri söylerken duydunuz. Kendini keşfetmiş olmanın verdiği güven ile çaresizlik karışımı bir halde. Bu cümleleri kuranlara sormak istediğim şey “Yani. Şimdi ne olacak?” oluyor. Çünkü kendini tanımlama hallerinde bir sorun olduğu belli, öğrendiği bu yeni bilgi ile ne yapmayı düşünüyor. Öyleymişim deyip kalmak, beklemek ve sahiplenme duygusu ile hareket etmek ne kadar doğru? Bu hayatını nasıl etkiledi de bu bilgiye ulaşmak için gerekli araştırmaları yaptın? Yaptın, peki şimdi bu “sorunu” çözecek misin yoksa kabul edip devam mı edeceksin?

Bugün bu bağlanma tiplerinden kısaca bahsetmek isterim ama sonunda da önerilerle.

Birine güven duymak, bağ kurmak ne kadar zor son zamanlarda. Bu güveni ne zaman kaybediyoruz? Sadece son yaşadığımız olaylar mı buna neden oluyor yoksa geçmiş deneyimler mi? Peki size daha anne karnında temelleri atılıyor desem. Rahme düştüğümüz andan itibaren hayata dair sinyalleri annemizin tüm yaşam belirtileri (kalp atışı gibi) sayesinde almaya başlıyoruz. Doğum gerçekleştiği andan itibaren bize bakım verenin bizimle kurduğu ilişki biçimi de bunun devamını sağlamaktadır. Bakım sağlayanın ses tonu, temas biçimi, ihtiyaç duyduğun anda yanında olup olmadığı…

Güvenli bağlanma nasıl gerçekleşir? Anne mutlu ise, kaygıları yok veya olsa da baş edebilir düzeyde ise, gerekli desteği çevresinden alabiliyorsa, maddi manevi kaynakları sağlam ise bebeği ile kuracağı ilişki de bir o kadar güven dolu olacaktır. İşler iyi gitmediğinde, herhangi bir sorun durumunda annenin bebeği ile kuracağı temas bebeği de yatıştırır. Annenin gidebileceğini ama döneceğini de bilmesi bebeğin güven hissini perçinler. “Her şey yoluna girecek, seni bırakmayacağım, buradayım” sözleri biz yetişkinler için ne kadar gerekli ise ve sevdiğimiz tarafından söylendiğinde içimizde oluşan o hissi nasıl huzurlu buluyorsak bir bebek için de aynı şey geçerlidir.

Güvensiz bağlanma annenin ya da bakım verenin mutsuz oluşu ile bağlantılıdır. Depresif ve karamsar duygulara sahip, nasıl baş edebileceğini bilmez ve dokunuşları belli belirsizdir. Bebeğine bakarken kaygılıdır, bazen öfkelidir, öfkeli olduğu için kendini suçlar haldedir. O anda yaşanan her duygu inanın bebeğe de geçmektedir. Şefkat yoktur bakım verende ve dünyanın güvenilir olmadığının temelleri de atılmıştır. Gidenler gelmeyeceğini, dünyanın güvensiz olduğunu anlayan bebeğin bu durumu yetişkinliğe kadar sürebilir. Yetişkinlikte bu kişiler yalnız kalmak istemezler, yalnız kalmamak için ellerinden geleni yapar. Gerçek kendiliği acı vermeye başladığı için sahte bir kendilik geliştirmeye başlar. Bazen bu durum öyle bir hal alır ki kişi kendi gerçekliğinde izole bir şekilde yaşama başlar.

Peki bu durumu değiştiremez miyiz? Biz insanoğlu geliştirdiğimiz bilincimiz ile genetiğimizin üzerine çıkabilen varlıklarız. Bu ne demek? Genetik olarak getirdiğin her ne ise sen üzerinde çalışırsan onu değiştirebilirsin. Bilgi vardır, elindedir ama onu kullanmayı bilmezsen hiçbir işe yaramaz. Bu nedenle kendinizle ilgili bir gerçekliği fark ettiğiniz anda ne yapabilirimi de araştırın lütfen. Artık uzmanlara ulaşma konusunda bir zorluğumuz bulunmamakta, hayatın imkanlarını doğru şekilde kullandığınızda bir tıkla karşınızdalar gidemeseniz de. Bu nedenle önce yetişkin olduğunuzu kabul edip, içinizde yaralanmış olan çocuğun elinden tutup ona güveni yeniden inşa edebileceğinizi göstermeniz sonraki genler için elzemdir. Hayatınızdaki her şeyi olduğu gibi kabul ettiniz mi? Peki güvensiz olmayı ya da kaygılı olmayı neden kabul edeceksiniz ki. Hastayım ve bunu kabul ediyorum, tedavi de olmayacağım dediğimi düşünün. Ne dersiniz? Aynı şey ruh sağlığınız için de geçerli.

Tecrübeye sahiptik, ama anlamı kaçırmıştık ve anlamaya yaklaşmak, tecrübeyi yeniden inşa eder. Farklı şekilde…” T.S. Eliot

Sevgiyle ve güvenle kalın…

Sultan ATEŞOĞLU

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.