Kadınlar ve Erkekler: İletişimde Zihin Okuma Tuzağı
24 Mart 2024, Pazar 14:42Yakın zamanda tanıdığım bir çift arasında geçen bir iletişim örneğinden bahsetmek istiyorum. Malum, çok yakın zaman önce sevgililer günüydü ve çiftimiz birbirlerine hediyeler alacaktı. Her ikisi de hızlıca ilk akıllarına geleni aldı. Ancak, erkeğin beklentisi ile kadının beklentisi farklıydı, ama birbirlerine bu beklentilerini söylemediler. Ardından, erkeğin doğum günü geldi ve kız arkadaşı ona kullanması için gözlük aldı, erkeğin bir arkadaşının da tavsiyesi ile. Kadının doğum günü geldiğinde ise erkek ne alacağını bilmiyordu ve düşünüyordu. Kadın ne istediğini açıkça söylemeyi tercih etti bir cesaretle. Erkek, "Beni çok rahatlattın, ne alacağım diye düşünüyordum" dedi ve hediye alındı. Kadın alınan hediyeyi bir arkadaşına söylediğinde, "Yani sen söyledin, o düşünmedi" dedi. Kadın beklediği cevabı almıştı arkadaşından çünkü biliyordu ki birçok kadın zihninin okunmasını ister. Ama o bunu yapmadı ve sonunda çok mutlu oldu.
İlişkilerde yapılan en büyük hata aslında zihin okuma. Peki, nedir bu "zihin okuma"? Bu kavram, partnerlerin birbirinin düşüncelerini ve duygularını anlamasını ya da tahmin etmesini ifade eder. Bu, çoğu zaman bir partnerin diğerinin isteklerini veya ihtiyaçlarını tahmin etmesini beklemek anlamına gelir. Ancak, gerçekte bu beklenti ne kadar gerçekçidir?
Çok farklı duygular, düşünce biçimleri, talepler hatta deneyimler saklı iken her bireyin içinde bir başkasından bunu beklemek biraz fazla değil mi? Yıllardır birbirini tanıdığını söyleyen çiftler bile bazı zamanlarda partnerinin yaptığı bir harekete ya da söylediği bir söze şaşırdığını ifade etmez mi? Eğer her seferinde partnerimizden atacağımız her adımı tahmin etmesini ve ona göre davranmasını beklersek, bu o kişi için çok zorlayıcı olmaz mı? Aynısını yaşadığınızı düşünün lütfen. Bir süre sonra yorulmaz mısınız? Zihin okumaya çalışmaktan zihniniz, sonra da ilişkiniz yorulur ve kaçınılmaz tartışmalar başlayabilir.
Bu tuzağa düşmeyelim lütfen. İlişkilerde en önemli şey açık iletişimdir. Sanırım bir de erkek zihni ile kadın zihni arasındaki farklılıkları kabul etmek ile işe başlamak gerekiyor. Örneğin, genellikle kadınlar daha duygusal ve detay odaklı bir iletişim tarzına sahipken, erkekler daha çözüm odaklı, kısa ve net bir iletişim tarzı benimserler. Kadınlar genellikle duygularını ve düşüncelerini daha açık bir şekilde ifade ederken, erkekler daha az duygusal ifade edebilirler. Kadınlar genellikle daha duygusal olarak kabul edilirken, erkekler daha sakin ve soğukkanlı olarak algılanır. Kadınlar genellikle duygusal ipuçlarına daha hassas olabilirken, erkekler bu tür sinyalleri daha az fark edebilirler. Erkekler genellikle problemleri çözmeye odaklanırken, kadınlar genellikle problemleri paylaşmaya ve empati göstermeye odaklanır. Erkekler genellikle doğrudan çözüm önerileri sunarken, kadınlar genellikle daha destekleyici bir rol alırlar. Kadınlar genellikle daha duygusal olarak bağlılık gösterirken, erkekler daha bağımsız davranışlar sergileyebilirler. Kadınlar genellikle ilişkilerde daha fazla duygusal bağlılık ararlarken, erkekler genellikle özgürlüklerine ve kişisel alanlarına daha fazla önem verirler. Ama bu örnekler elbette kişiden kişiye de değişiklik gösterebilir.
Bir ilişkide kalmak istiyorsak, partnerimizi tanımaya çalışmak, tanıyabildiğimiz yönlerine göre hareket etmek, kendimizi tanıtmayı ihmal etmemek gerekir. İlişkilerin en başında herkes gizemli bir şekilde birbirini tanıma oyununa girer ve bu çok da keyifli gibi gelebilir. Ancak, bu süreçte, açık iletişim ve anlayışın güçlü bir temel oluşturduğunu unutmamalıyız. Herkesin farklı bir dünya olduğunu ve zihin okumanın zorlayıcı ve hatta haksız beklentilere yol açabileceğini kabul etmek, ilişkilerimizi daha sağlam ve tatmin edici hale getirebilir. Sonuç olarak, partnerler arasında anlayış ve empatiyle dolu bir iletişim, ilişkilerin başarısını destekleyen en önemli unsurlardan biridir.
Sevgiyle Kalın…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.