Tekirdağ
08 Ekim, 2024, Salı
  • DOLAR
    34.06
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2730.4
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57646.840$

POŞETLİ NİNE

20 Şubat 2024, Salı 17:38

Saçları bembeyaz olmuş iki büklüm nine, bir çubukla çöpleri karıştırıyor.

Ama neden? Bir şeye ihtiyacı yok ki!

Evin ninesinin çöpte ne işi var?

Bir de yiyeceğe ihtiyacı varsa neden komşularından istemiyor ki?

O sabah, inekler sağılmaya başladığında görmem için dedem beni erken uyandırmıştı, hava karalıktı ilk o gün gördüm çöpleri karıştırırken.

Ertesi sabah yine hava karanlıkken uyandım ahırın kapısında ineklerin süt vermelerini izlerken göz ucuyla çöpe bakıyordum, yine elinde ince sopayla çöpü karıştırmaya başladı.

Yine çöpleri karıştırıyor ve etrafa bakıyordu, kimse onu görmesin diye gizleniyor gibiydi.

Ceviz ağacının arkasına saklandım ve onu izlemeye başladım; o sabah sadece poşetleri aldı çöpten, rengârenk pis poşetlerle evinin yolunu tuttu.

Poşetlerden çöplerin suları damlıyordu ardı sıra, suyu kim izlese çöpleri o evden birinin karıştırdığını anlardı.

Bahçe kapısını kapattı dikkatle, bu gördüklerimle merakım dahada artmıştı.

O ne yapacaktı o poşetleri?

Sanki birazda korkmuştum nineden.

Ertesi gün okula giderken ninenin bahçesinde çamaşır iplerine asılı bir sürü poşet vardı, rüzgârda sallanan poşetler temiz görünüyordu.

Acaba ne olacak o kadar çok poşet?

Anneme bunu sormalıyım, derslerde hep nineyi düşündüm gün geçmek bilmedi.

Nine eskiden inek bakarmış, tarlaya gidermiş hep meşgul biriymiş tıpkı diğer tüm kadınlar gibi.

‘Yaşlanınca evde ancak yemek yapıyor’ dedi annem; poşetlerin gizemini çözemedim annem bilmiyor.

Acaba çok yaşlandı ve farkında olmadan mı yapıyor bunları?

İlk hafta sonu topumu aldım onların bahçeye yakın bir yerde oynamaya başladım.

Ninenin bahçesinde eski ahırın kapısı açıktı, topumu bahçeye attım birkaç gündür nineyi görmemiştim merak etmiştim. Poşetlerin sırrını çözmem gerekli.

Açık olan eski ahırın kapısına gittim, her yerde rengarenk poşetler vardı kesilmiş kumaşlar gibiydi.

Zeynep nine orda işte! tam o poşetlerin ortasında bir kütüğün üzerinde oturmuş.

İplik gibi kestiği poşetlerden bir şey yapıyordu ….

Kapıyı biraz itip büyük bir gıcırtıya sebep oldum, büyük bir gün ışığı kapıdan içeri girdi.

İçerisi hala inekler var gibi kokuyordu.

- ‘Sen kim ‘dedi kapı sesini duyunca

- ‘benim’ dedim korku içinde

Gözleri yanında mı? beni nasıl görmüştü? Başını kaldırıp bakmamıştı’ gel kızanım otur ‘dedi.

-Ne yapıyorsun bu naylonlarla?

-Sepet, halı ve yaygı.

Başladı anlatmaya; annesi yaparmış ondan öğrenmiş ama evlenince iş güç yapmayı bırakmış.

Yaşlanıp artık çok hareket etmesi azalınca poşetlerine ve sepetlerine geri dönmüş.

‘Benim adam ölünce bende sepetlere sarıldım ‘dedi.

Sepet örmeye başlayınca kızı ve gelini biraz söylenmiş ama şimdi ses etmiyorlarmış.

Bana o gün kalemlerimi koymam için bir sepet ördü.

Bir sıra beyaz, bir sıra kırmızı, bir sıra beyaz diye devam etti.

Beni tembihledi; poşetleri çöpten aldığını kimseye söylemedim.

Sırrımız bende güvendeydi, kalemlerimi koyduğum minik sepet yıllarca odamda kaldı.

O gün ben bilmiyordum sevgiyle ve el emeği ile yapılan her şey altın değerindeydi.

Sevgililer gününüz kutlu olsun.

Gülşah ENGİN


 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.